Almanya’nın yeni başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna-Rusya sınırındaki olaylardan derin endişe duyduğunu, ülkesinin “kenarda durup olan bitene yorum yapmakla yetinmek” yerine, Avrupa’nın geleceğinde sorumluluk alması gerektiğini söyledi.
Görevdeki 3’üncü gününde Avrupa Birliği (AB) kurumlarına ziyaret düzenleyen Almanya’nın yeni başbakanı Olaf Scholz, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.
Von der Leyen ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Scholz, Almanya’nın AB’nin kalbinde duran ve sorumluluğu bulunan bir ülke olduğunu belirterek, “Kenarda durup olan bitene yorum yapmakla yetinemeyiz. Her şeyin içinde olmalıyız. Avrupa’da geleceğin parlak olmasına ve ilerlemeye katkıda bulunmalıyız.” değerlendirmesini yaptı.
“Önceliklerimiz daha yüksek aşılama oranı ve aşılamayı herkes için erişilebilir kılma”
Scholz, “Kurulan hükümetteki tüm ortakların Avrupa yanlısı bir gündemi olduğunu düşünüyorum. Muhalefetimizin de büyük kısmı Avrupa yanlısı.” diye konuştu.
“Her şeyden önce, salgınla ilgili tüm deneyimlerimize dayanarak, Avrupa’nın bir arada durması ve yakın iş birliği içinde hareket etmesi önemlidir. Tabii ki önceliklerimiz daha yüksek aşılama oranı ve aşılamayı herkes için erişilebilir ve çekici kılmak olmalı.” diyen Scholz, “iklim değişikliğini durduracak ve ekonomiyi büyütecek endüstriyel modernizasyonun” da önemli gündem maddelerinden olduğunu dile getirdi.
Scholz, Rusya ile ilgili de “Ukrayna-Rusya sınırında gelişen olaylardan elbette derinden endişe duyuyoruz. Herkesin kendi sınırları içinde güvende hissetmesini, Avrupa’daki diğer sınırların dokunulmaz ve sağlam olmasını sağlamak bizim sorumluluğumuz olmalı.” diye konuştu.
“Dünya çok kutuplu olacak”
Almanya Başbakanı Scholz, AB Konseyi Başkanı Michel ile görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında da son 50-100 yılın aksine dünyanın gelecek yıllarda iki kutuplu değil, çok kutuplu olacağını, birçok yeni gücün ortaya çıkacağını ifade etti.
Artık ABD ve Rusya’ya ek olarak Çin, Hindistan, Japonya, Malezya gibi Asya ülkelerinin de güçlü ülkeler arasında yer alacağı öngörüsünü paylaşan Scholz, Avrupa’nın güçlü kalmasını sağlamak istediklerini, AB’nin güçlü ve egemen olmasının çok önem taşıdığını vurguladı.
“Demokratik olmayan ülkelerle de iyi ilişki kurmalıyız”
Scholz, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Mesele dünya ile ilişki kurmak olduğunda çok taraflı bir dünyayı bir araya getirmek AB’nin çabaları arasında yer alacak. Biz demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değerlere sahip ülkeleriz. Ama bazı ülkelerde durum böyle değil. Bu yolu seçmeyen ülkelerle de iyi ilişkiler kurmamız gerekiyor. Herkes kendi yolunu seçmekte özgür ama önemli olan barış içinde yaşamamız gerekliliği. Bu kolay olmayacak ama göğüslememiz gereken bir zorluk.”
AB’den Almanya ile “çok güçlü iş birliği” mesajı
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen de “(Scholz ile) Birbirimizi birkaç yıldır tanıyoruz ve yakın çalışma imkanımız oldu. Bu durum, yeni rollerimizde bize avantaj sağlayacaktır.” dedi.
Almanya’nın her zaman AB’nin tarihi gelişimi açısından önemli olduğunu, Alman başbakanlarının AB’ye şekil verilmesi konusunda önemli roller oynadıklarını ifade eden von der Leyen, “Şansölyeliğinizin bu kadar erken bir döneminde AB Komisyonunu ziyaret etmeniz, Almanya’nın yeni hükümeti için AB’nin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.” diye konuştu.
Von der Leyen, “AB Komisyonunun, yeni Alman hükümetiyle yoğun ve çok güçlü iş birliğine açık olduğunu söylemeliyim.” diye konuştu ve ortak gündemlerinde salgınla mücadele, yeşil ve dijital dönüşüm gibi konuların yanı sıra dış politika meseleleri de olacağını vurguladı.
Çin’in hem zor bir ekonomik rakip hem de bir partner olduğunu ifade eden von der Leyen, Rusya’ya ilişkin ise şunları belirtti:
“Rusya’dan gerilimi düşürmesini, komşularına karşı tüm saldırganlığını sona erdirmesini, ulusların egemen haklarına saygı göstermesini istiyoruz. Aksi takdirde AB, yaptırımlarını yoğunlaştırmaya ve ayrıca ekonomik sektörler, finans sektörleri üzerinden başka önlemler almaya çalışacaktır. Attığımız her adım açık olarak ortaklarımızla anlaşarak atılıyor. Bunu kesinlikle netleştirmek isterim ki; Rusya ile iyi bir ilişkiye sahip olmak istiyoruz.”