“Efendiler hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz; hatta reisicumhur olabilirsiniz fakat bir sanatkar olamazsınız.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sanatçılar için, onları yüceltecek böyle bir tanımlama yapmıştır. Sanatçı el öpmez, sanatkarın eli öpülür gibi düşüncelerin anlatıldığı sanatçı takımı bugün, bir çoğu sanatçı olma vasfını kaybetmiş ve iktidarın peşine takılan kişiler olmuştur.
Sanatçı bağımsız olmalıdır, halkın sorunlarına duyarsız sanatçı olmaz. İktidarın peşinden giden, iktidar nimetlerinden yararlanmak için, iktidara yalakalık yapanlar aslar sanatçı değildir.
Türk Komdei dünyasının çok önemli aktörlerinden, rahmetli Leven Kırca’nın, sanatçı kişiliği ile ilgili çok güzel bir anekdot vardır, bugün sanatçı diye iktidara yalakalık yapanların ibret alacağı çok önemli bir derstir.
Levent Kırca anlatıyor; Süleyman Demirel Başbakan “Gereği Düşünüldü” isimli müzikali Yenikapı’daki Hürriyet çadırında günde 3.500 kişiye oynuyoruz. İnanılmaz ilgi görüyor yer yerinden oynuyor. Sert bir kış, çok kar yağdı. Çadırın bir kısmı çöktü. Oyunlar durdu.
Çadırı onarıp yeniden başlamam lazım.! Ancak para gerekiyor. Kredileri de bankalar bu kadar kolay vermiyor.
Başbakan Süleyman Demirel’den randevu aldım. Kendisiyle Başbakanlık konutunda buluştuk. Durumu anlattım. “Yardımcı olun da bir bankadan kredi çekeyim” dedim.!
Dedi ki, “Kredi çekersen ezilirsin, üzülürsün. Müsade edersen bu parayı sana ben ödeyeyim. Geri vermene de gerek yok.”
Telefonu kaldırdı Kalem-i Mahsus Müdürü’ne “ Bana çek defterimi getir” dedi. Söz konusu paranın miktarı, o günkü 1 trilyon (bugünün 1 milyonu).
Süleyman Bey’le karşılıklı oturuyoruz. Çaylarımızı yudumluyor ve çek defterinin gelmesini bekliyoruz. Ben düşünüyorum.! Ve kararımı verdim.
Süleyman Demirel’e dedim ki: “Eğer darılmazsanız ben bu parayı sizden alamam.” “Neden?” dedi
“Ben sizinle aynı görüşte değilim. Üstelik böyle bir para sizi eleştirmeme mani olur.!
Demirel bana: “Bugüne kadaroynadın. Beni yerin dibine soktun, sana mani mi olduk? Al parayı git gene oyna” dedi.
Nezaketine teşekkür ettim. Parayı almadan Başbakanlık konutunu terk ettim. Cumhurbaşkanıyken “Olacak O Kadar” programı için “Türkiye’nin gerçeklerini yansıttı ve ülke gündemine katkı sağladı” diyerek beni “Devlet Sanatçısı” yaptı.
Günümüzde gerçek sanatçı diyebileceğimiz kişilerin sayısı oldukça azaldı. Herkes iktidara yaranıp TV veya Basında yer kapma derdinde, hükümete yalakalık peşinde. YAZIKLAR OLSUN.
SANATÇI ÖZGÜR OLMALIDIR NE İKTİDARIN NE DE MUHALEFETİN ADAMI OLMALIDIR. SANATÇI YALNIZCA HALKIN ADAMI OLMALIDIR.
TEBESSÜM: CAN SIKINTISININ İLACI.
Sosyetik bir hanım psikiyatriste giderek, yana yakıla derdini anlatmış: “Ah doktor bey ah. Canım o kadar sıkılıyor ki, patlayacağım neredeyse. Bundan kurtulmam için bana ne önerirsiniz?”
Anlayışlı doktor:
“İlaca gerek yok. Can sıkıntısından kurtulmanın kolay yolu var hanımefendi” deyince kadın merakla sormuş:
“Nedir o?”
“Hemen bir seyahate çıkın”
Kadın suratını buruşturmuş:
“Kocam da beraber gelecek olduktan sonra neye yarar doktor bey?”