Gelişen teknolojiyle beraber fiziksel dünyadaki yaşamın bir kısmının, beş duyu ile yaşamanın mümkün olacağı “metaverse” aktarılacağı öngörülüyor.
İnsan bilişinin, fiziksel çaba harcamaksızın bilgisayarlar, android cihazlar ve üç boyutlu cihazlar aracılığıyla yapay bir fiziksel ortama dahil olmasını sağlayan “metaverse”nin, hayatların gelecekte gerçeklikten daha fazla sürdürüleceği bir yer olacağı düşünülüyor.
Trafikte zaman kaybı, küresel ısınma gibi sorunların çözüleceği ve insanların hologramlarıyla dünyanın her köşesine seyahat edip fiziksel etkileşim kurabileceği “metaverse”de, beş duyu organı ile deneyimlenen her şeyin gerçek olacağı belirtiliyor.
İlk kez bilim kurgu yazarı Neil Stephenson’un 1992 yılında yayımladığı Kar Kazası (Snow Crash) kitabında yer verdiği “metaverse” kelimesi, şimdiden günlük hayatta kullanılan sözcükler arasına girdi.
Türkiye’de “metaverse” çalışmaları yürüten Türk Alman Üniversitesi Kültür ve İletişim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Aykut Arıkan ile Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı Şenol Vatansever, Türkiye ve dünyada “metaverse” konusundaki vizyoner yaklaşımları anlattı.
“Gerçek dünyayla kesişimin sağlandığı bir ortam olacak”
BİDER Başkanı Şenol Vatansever, gelecekte merkeziyetsiz ve merkezi (şirket kontrolünde) birçok “metaverse”in ortaya çıkacağını söyledi.
Vatansever, sosyal medyada birden fazla platforma girildiği gibi farklı “metaverse”lerede girilebileceğini aktararak, “Hayatın içerisinde olan bankalar, kurumlar ve devletler ‘metaverse’de konumlanmaya çalışıyor. ‘Metaverse’de birden çok evren olacağı için kurumların, şirketlerin hangi evrenlerde neden yer almaları gerektiğiyle ilgili çalışma yapmaları gerekir. Yani, ‘Çoklu Evren Çağı’. Birden fazla evren olduğu ve sayıları artacağı için ‘multiversera’da bu evrenlerin seçim süreci önem kazanacak. Yine evrenler arasındaki entegrasyonlar ve geçiş imkanları kritik önemde olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“Metaverse”nin sanal, arttırılmış, karma ve genişletilmiş gerçekliğin birleşimi olarak düşünülmesi gerektiğini dile getiren Vatansever, şunları kaydetti:
“Sadece sanal ortamdan bahsetmiyoruz, gerçek dünyayla kesişimin sağlandığı bir ortam olacak. İnsanlar hologramlarıyla beraber bu dünyada da yer alabilecekler. Çevre kirliliği, müsilaj, mikroplastiklerle insanlar doğaya zarar verdi. Bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. Metaverse ile insanlar, kendi ortamlarından bu dünyaya girecekleri için trafikte zaman kaybetmeyecek, enerji ve mazot tüketimi açısından avantaj yaratabilecek.”
“Metaverse’de görmeyi, işitmeyi, dokunmayı algılayabiliyoruz”
Vatansever, “metaverse”nin vizyoner bir proje olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Metaverse’e sabit olarak girildiğini görüyoruz. İlerleyen dönemde hareketli olacağız, VR bandın üzerinde yürüyebileceğiz. VR bant hangi yöne gidersek gidelim hareketi gerçekleştireceğinden metaverse’de kendi hologramımızla hareket edebileceğiz. Hologramla Beyoğlu’na gidip yürüyebileceğiz, insanlarla etkileşim kurabileceğiz. Mağazadan alışveriş yapabileceğiz. Yani, insanlar hologramlarıyla ‘meteverse’ içerisinden de öte gerçek dünyada yer alabilecek.” ifadelerini kullandı.
“Metaverse”e, sanal gerçeklik gözlüğüyle girildiğini hatırlatan Vatansever, sözlerine şöyle devam etti:
“Metaverse’de 5 duyu organımızdan görmeyi, işitmeyi, dokunmayı algılayabiliyoruz. Koklama ve tat alma kısmında araştırma yapılması gerekiyor. Belli kokular bilgisayar ortamında üretilip verilebiliyor. Tat alma kısmı ileride mümkün olabilir, belki vücuda çip taktırmak gerekebilir. Çip olursa, ‘metaverse’de yediğiniz baklavanın tadı, daha önce yediğiniz baklava deneyiminizdeki tada benzer hissiyat olabilir. Dolayısıyla, deneyimi tat alma tarafında da yaşayabiliriz.”
Vatansever, Türkiye’de “metaverse” çalışmaları konusunda geç kalınmadığını belirterek, “Metaverse’de gerçek dünyayla kesişimin yaratılacağı, diğer evrenler arasında entegrasyonun sağlanacağı yapıların tasarlanması lazım. Biz de vizyoner yaklaşımla kendi ‘metaverse’mizi oluşturmayı hedefliyoruz. Bu işin AR-GE’sini de Türk Alman Üniversitesi ile yapacağız.” dedi.
“Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak AR-GE çalışmalarını hedefledik”
Türk Alman Üniversitesi Kültür ve İletişim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Aykut Arıkan, Yaratıcı Medya Laboratuvarı kurmak için Kalkınma Ajansı’ndan destek aldıklarını ve “metaverse” gibi yenilikçi teknolojileri hedeflediklerini söyledi.
Projede, yenilikçi teknolojilerin sosyal ve toplumsal yönden araştırılmasını hedeflediklerini dile getiren Arıkan, “Projenin alt bileşenlerinde Sosyal Dinamikler, Akışkan Arayüzler, Algoritma Laboratuvarı olacak. Global Bilişim Derneği ile ‘metaverse’de Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak AR-GE çalışmaları hedefledik.” ifadesini kullandı.
Metaverse projesinin altyapısının kurulması için AR-GE çalışmalarının gerekliliğini vurgulayan Arıkan, “Algoritmaların tasarlanması, gerekli teyit algoritmaları ve Deepfake’le yapılan manipülatif içeriğin nasıl yakalanacağı gibi birçok çalışma gerekiyor.” dedi.
“Metaverse”nin temelinin genişletilmiş gerçeklik olduğunu anlatan Arıkan, “Metaverse, sanal, arttırılmış ve karma gerçekliğin bir arada olduğu yapı. Bu yapı için de Genişletilmiş Gerçeklik AR-GE’si gerekiyor. Yaklaşık altı aydır çalışan ekibimiz var. Araştırma görevlilerimiz, lisansüstü ve lisans öğrencilerimiz ekibin içerisinde.” diye konuştu.
“Metaverse’de dezenformasyonun ucu bucağı olmayacak”
İlk çalışmalarından birinin “metaverse”de dezenformasyon konusu olacağına dikkati çekerek Arıkan, şunları söyledi:
“Metaverse’de dezenformasyonun ucu bucağı olmayacak. Elimizde sadece görsel veya haber değil, tasarımlı genişletilmiş gerçeklik olacak. Genişletilmiş gerçeklik içerisinde olmayan olayları tanımlayabilirsiniz. Buralarda bir takım kurgular söz konusu olacak. Deepfake gibi teknolojilerle, algoritmik tasarımlarla gerçekliğin eğriltilmesi konusunda ciddi dezenformasyon potansiyeli var. Bunları öngörüsel algoritmalarla, oluşmadan takip etmek gerekiyor.”
“Metaverse”de manipülasyondan uzak bir yapı ortaya koymak istediklerini belirten Arıkan, “Bu iş ne kadar düzgün giderse ticari potansiyeli de o kadar yüksek olacaktır. Manipülatif altyapılar bir yerden sonra ters teper, biz bunu istemiyoruz. Buranın ticari kalkınmaya yönelik potansiyelinin olmasını istiyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.