Srebrenitsa Soykırımı’nda yakınlarını kaybedenlerden biri de 80 yaşındaki Fata Orloviç. Bahçesine yapılan kiliseyi yıktırmak için 22 yıl süren mücadelesini kazanan Orloviç, en büyük hayallerinden biri olan Ayasofya Camii’ni ziyaret etti.
Fata Orloviç, 11 temmuz 1995’te başlayan Srebrentisa Soykırımı’nın tanıklarından biri.
Çok sevdiği eşini ve 22 yakınını Srebrenitsa Soykırımı’nda kaybetti. Sağ kalan çocuklarıyla hayata tutunabildi.
Yakınlarını bırakmak zorunda kaldı
1995 yılında savaş devam ederken, Fata Orloviç, çocuklarıyla birlikte Srebrenitsa’daki toplama kampından başka bir köye gönderildi ve belki de hayatındaki en zorlu yolculuğu gerçekleştirdi. Çünkü eşini ve çok sayıda akrabasını geride bırakmıştı.
“Çok zor günlerdi. Tuzla diye bir köye götürüldük. Yedi çocuğum benim yanımdaydı. Oğlum yaralanmıştı. Uzun bir süre orada kaldık. Eşim yanımda olmadığı için çok perişandım. Hiçbir bilgiye ulaşamıyordum.”
Geride bıraktığı yakınlarından bir daha haber alamadı.
“Eşimin kemikleri 10 yıl sonra bulundu”
Eşinin kemiklerinin 10 yıl sonra bulunduğunu söyleyen Orloviç, teşhise gidemediğini anlatıyor.
“Eşimin kemikleri 10 yıl sonra bulundu. Eşyalarla birlikte teşhis etmemizi istediler ama ben gidemedim. Kızlarım gidip teşhis etti. O gün bir kez daha çok kötü oldum.
Soykırımın yıl dönümünde kendisini defnettik.”
22 yıl süren hukuk mücadelesini kazandı
Fata Orloviç, soykırımdan iki yıl sonra köyüne döndü. Eşinden kalan tek hatıra olan evinin bahçesine yapılan kilisenin yıkılması için hukuk mücadelesi başlattı.
“O toprak benimdi. Benim eşimindi. İzinsiz olduğu için yıkılmasını istedim. Provokasyonlar yaptılar, çocukların hayatta zaten daha istiyorsun ki dediler. Bir sürü para teklif ettiler ama hiç kabul etmedim.”
22 yıl süren mücadele sonunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2019’da Orloviç’i haklı bularak kilisenin yıkılmasına karar verdi.
“Ayasofya’yı görmek hayalimdi”
80 yaşındaki Fata Orloviç’in en büyük hayallerinden biri İstanbul’u ziyaret edip, Ayasofya Camii’ni görmekti.
Kendisi birkaç gün önce Türkiye’ye geldi ve o hayali de gerçekleşti.
“Türkiye’ye gelmeyi çok istiyordum. Türkiye çok güzel bir ülke. Burada yaşayan çok Boşnak var. O yüzden gelip o insanlarla da tanışmak istedim. Ayasofya’yı da görmek hayalimdi. Burayı cami olarak görme imkanım olduğu için çok mutluyum.”