Dünya güzellikleri yaşar mı ? bilemem…
Dünya pislikler içinde alabildiğince yüzüyor; terör pisliği, ABD pisliği, Rusya pisliği !?…
Dünyayı pisliğe gömme içinde olanlar, söylemlerinde bir de MUTLULUKLARDAN söz etmezler mi ?.
Pislik başları seslerini çıkarmaz, her yerde, her şeyde olduğu gibi çocuklarla bulaşıklık (Ş.Karahisar ağzı) yaratırlar…
Över misin, söver misin, döver misin !?!.. Bunlar iki ayaklı boğazdan zıkkımlanan, helâlarda bıraktığı kokularla, lüks mağazalarda hortumlanan-sonra da hortumlayan insan kılıklı yaratıklar…
Dünya, beşten büyükse; dünyanın bu hırsızlara–HIRLI durmaları için uyarı yapması (Anadolu’da kullanılan yanlış söylem, biz de yanlıştan doğru çıkaralım dedik, hır=gürültü, hır-lı=gürültülü) gerekmez mi ?.. Gürültüsüz olsun dersek, hır-sız çıkıyor ki, bunda da anlam kayması yapmışız-çalıyor anlamı çıkmış !!?
Valla biz buna, dilimizdeki söyleyiş yanlışlığı desek, her türlü anlam çıkıyor…Türkçemiz lastik gibi nereye çeksen oraya gidiyor diye rahmetli dil ustadı Nurullah Ataç’a bu söylemle soru soruluyor da , o da diyor ki; “Türkçe kelimelerin suçu yok, bazen söyleyene, bazen de anlayana bakmak gerek” diye ustaca cevap veriyor…
Kuran-ı Kerim yakan ÇARESİZLER ?… çare yakmakta değil, onu anlamakta !… Bizim kitabi dinlere inancımız vardır, imanımızın şartlarındandır… Bunlar, hiçbir dinin mensubu da olamazlar, din bunlara cin gibi gelir, gelen cin de bunların HİNLİĞİNİ zor temizler, çünkü bunlar HİNOĞLU HİNDİR !? Hinliğin geliş yeri KİN olunca, EZİLMİŞLİĞİN-horlanmışlığın partisi olur mu?.. Yazık onun partisine-üyelerine ve oy verenlerine…
“İslâm ve göç karşıtı Rasmus Paludan, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği binası önünde Kur’an-ı Kerim’i yaktı. Paludan, Kur’an-ı Kerim’i yakmadan önce bir konuşma da yaptı. Paludan dün (20 Ocak) İsveç polisinden Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği yakınında gösteri düzenlemesi ve Kur’an-ı Kerim yakması için izin almıştı. Paludan’ın bu eylemi, İsveç ile Türkiye arasındaki ilişkileri çıkmaza sokabilir. Çünkü İsveç, NATO’ya üye olmak için Türkiye’nin onayını bekliyor.” https://www.ensonhaber.com/gundem/isvecte-kuran-i-kerim-yakan-rasmus-paludan-kimdir-nereli-suc-defteri-kabarik
İsveç’te, Kur’an-ı Kerim yakan Rasmus Paludan kimdir, nereli? Suç defteri kabarık… Dünyada ve ülke içlerinde meşhur olmak çok kolay… Burada tüm duyarsızlık İsveç yönetiminde, İZİN vererek meşrulaştırmışlar… Ona göre cevabı da ülkemizin yöneticileri gerekeni yapıyorlardır, bu konudaki hassasiyetimiz hem yönetim hem ülke olarak bellidir.
Saldırmanın şekli, yeri, zamanı, cinsiyeti, siyaseti olmaz,; olsa olsa ruhi bunalımı-kompleksi, düşünce sapıklığı, KISKANÇLIĞI olur ki, bu da “eceli gelen köpeklerin, nereye işediğinin belli olmadığı” gibi !?…
Buna haddini bildirmek için laf üretmek; vuralım-kıralım, yok edelim gibi sözler, bunları MEŞRU kılar ki, bunlara yapılacak en büyük REKLÂM da bu olur… Güzel bir atasözümüz var ya !? “İti dövmektense, korkutma daha iyidir…!? ”
Günümüz dünyasının zavallıları her ülkede vardır… Bunlara kızmak yerine, ACIYINIZ, ama bunu ZAAF olarak algılanmasnı sağlamayınız…?!
Dayı kavramı, AMCA kavramından bazen üstün gelir… Amcada nezaket, yardımseverlik, duyarlılık, öne çıkarken; dayının inceliği bile amcanın nezaketini aşar kibar dayının söylemleri ön uyarı olmaktan çıkar ki KABA dayı söylemi, eylemi beraberinde getirir…
Öyle sanıyorum ki, bu İsveç ve benzeri ülkelerin hep AMCALARI (AB ve ABD gibi) olmuş, DAYININ dayatmasını görmemişler… İsveçli SAĞ siyasetçi RASMUS Paludan, dayının elindeki PELİT odununu görmemiş..?!? J)
Amcaların şımarttığı YUNMAYI unutmuş YUNAN ile kirlenmeye başlayan Finlandiya ülkecikleri, “sofra büyüğün, su küçüğün”, sözünden çok etkilenmiş olacaklar ki; bundan böyle, “sofra küçüğün, SU büyüğün demek mi istiyorlar?! :))) Amcalarının hep sofrada yemelerinin engellenmesinde en ETKİLİ ülke olarak Türkiye’Yİ görmüş olacaklar ki, Türkiye Büyük elçiliğinin önünü çok sevmişler (?!)..
Bu adamın bir tek zevki olsa gerek; o da KİTAPSIZIN, KİTAP yakma işi !?.. Kitap yakanların HİTABI olmaz, o da onu yapıyor sanırım ZAVALLI !?.. Hitabı olsa, konuşur, yaşı küçük Danimarka doğumlu Y kuşağıJ !..
GÖÇ meselesi, yabancı ülkelerden işçileri davet ederek, (Almanya-Fransa vs) çalıştırdıkları-zorunlu oturma izni verdikleri ülkeler hariç … Günümüzde gerçekten büyük problem olarak görebiliyoruz…
Bu göç meselesi, Homeros’un İlyada ve Odessa eserinde de geçer MÖ 1600 yıllarında Mora’ya Aka istilası başladı. Günümüze bakınca, bizim de yaşadığımız-dertlendiğimiz GÖÇ dünya pislikleri diye adlandırdığımız, dünyayı yemekten, mutlu etmeye vakit bulamayan Avrupa ve ABD’nin 21.yüzyıl politikalarından kaynaklanmaktadır…
Amcalar, amcalığının nezaketini göstermezse, DAYI, başka dayılığa başlar, dayılığa da DEVLET dayanmaz…!?
Allah’ın, (Paludan) PALDON’a (atların sağrıları için yapılan hayvan gönünden yapılmış süs aracı) verdiği beyinde YAZILIM olmadığı, yaptığı işten anlaşıldı J) !?..
Kutsal kitaplar yakılarak, TANSİYON düzeltilmez.. .?!
Girne’den dayılıktan öte, duyarlı hocalık içinde SEVGİLER !…