Bu başlığı koyunca, önce kendimi inkâr ediyormuşum gibi geliyor, ama çok takmadan da gelinen noktada dinazor görünümlü tavrımızla, PARASAL tavırlıların, ÇIKAR amaçlıların bireysellikleri GÜNCEL görünüyor…
Siz, toplumu takıyorsunuz – yetişme tarzınız bu -, toplum sizi takmıyor…Siz, bir iş yaparken, birini rahatsız ettim mi diye etrafa bakıyor ve en azından düşünüyorsunuz; toplumdaki çıkar gruplar, kendine bakıyor, sizi şeyine bile takmıyor… O zaman da kısasa kısas diyorsunuz, devreye Kasımpaşa argosu giriyor…
kısasa kısas
isim
Yapılan kötülüğün karşılığını aynı biçimde verme, kana kan, göze göz, dişe diş, misilleme TDK.
Toplumu çok takınca; bakınca-sakınca gibi kelimeler de hemen sıraya giriyor… Kapital bireyselliği ve arkasından da KAPRİSİ getiriyor, sonra da toplumu takanları alıp götürüyor.
Toplu-m, toplu-m-cu; TOPLUMCULUK 65 yaş üzerine, bir, bir-e-y, bir-e-y-sel
BİREYSELLİK Y ve Z kuşağını, geleceğin UŞAKLI sına düşürüyor… Düşürüyor da günlük yaşamda, düğünde-ölümde– kavgada YALNIZ kalınca;
Bireysel olanlar ve bireyselliği savunanlar, bir darbeye, bir hakarete, bir haksızlığa uğradığı zaman hemen kendine yan-daş, kendini savunan, kendinin çıkarını koruyan birilerini hemen yanı başında görmek ister.
Hem bireysel olacaksın hem toplumsallığa faydan olmayacak, çıkar ilişkin olunca da toplumdan medet umacaksın… Bireysel-küresellikte uşaklık, yere-zamana göre fırıldaklık olunca da GÜNEBAKAN ÇEKİRDEĞİ olursun, gelen çıtlar-giden çıtlar, kabukların yerleri kirletir, ayaklar altında ezilirsin…İçini götürürler, işini bitirirler…
O zaman;
“Şalvarı şaltak,
Eğeri kaltak,
Ekmede-biçmede bulunmayıp;
Yemede-içmede ortak”
olunca da “malın-mülkün, paran-pulun” çok olur, akşam-sabah para sayar, kırışmış paraları ütülersin, ama ne kırışan pantolonu ne kırışan DE RİYİ ne de buruşan SURATI ütületemezsin…!?
“Kimliksizlik-kişiliksizlik” toplumcu olamaz, toplum da onları içine almaz… Hiç düşündünüz mü İslâm inancı-felsefesi toplumcu, İslâm’ı ve insanı kullananlar bireyselci !?.. Sizden TOPLUMCU olmaz, olsa olsa TOPTAN yiyici olur …!
SENİ SEVİYORUM !..
Bireysellikte yeni bir söylem de BU, İnternet ŞİFRESİ gibi.
Bu söylem çok güzel, ama çok da özel… Fakat öyle hale geldi ki, ÇIKAR ilişkisine sokuldu… Önüne gelene seni seviyorum diyen ÇOK, ortada seven de yok, sevgi de yok !?.. Seviyorum diyen işi bağlıyor, işi bağlayamayınca da sonra oturup ağlıyor…Seven kişide SEVGİ de seviyorum FİİLİ de güme gidiyor…
EVDE karantinaya giren BİZler, TOPLUMU çok takmaya devam, dışarıda kalan maskeli-maskesizler toplumsallıkta AVAM !?..
Kişilerin tek başına değeri yok, ama TOPLUMSALLIK değeri ÇOK …
SEVGİLER toPlum içinde değer bulanlara, topluma değer katanlara !..
09.07.2023 Dr. Hayrettin Parlakyıldız Kıbrıs İLİM Üniversitesi
E-posta: hparlakyildiz@mynet.com